Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 225.00 TL | 225.00 TL |
250 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır.
|
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 225.00 TL |
Havale / Eft | 225.00 TL |
Posta Çeki | 225.00 TL |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Türkiye Cumhuriyeti’nin İslamî temellere dayandığını ileri sürmek; Cumhuriyet tarihinin oldukça uzun bir süreyi kapsayan bölümünde Cumhuriyet’i İslam karşıtı gibi sunmakta olan ilahiyatçı kavrayış ve politize edilen dinî ortam ile elbette yaman bir çatışmaya girmeyi göze almaktır.
On yıllar boyunca yaygınlaştırılmış olan genel kabul, altı temel ilkesinden biri laiklik olan bu rejimin dinî bir temele dayanmasının mümkün olmayacağı üzerinedir. Toplumun kutuplaştırılıp ikiye bölündüğü yakın tarihimiz boyunca, İslamcı muhafazakârlığın karşısında yer alan yetersiz Cumhuriyet savunması ise, yine genel kabul olarak “laiklik” ilkesinin kavramsal tarihine bile değinmeye tenezzül etmeyecek şekilde tezahür etmiştir. Batı’nın tüm yönleriyle taklit edildiği iddiasıyla karşıtının söylem ortağı olan ve laikliği Cumhuriyet’in projesi olmayan sekülerleşmeye indirgeyen bu kesimi de hesaba kattığımızda, bu çalışmanın bir meydan okuma olduğu aşikârdır.
Bütüncül bir kavrayışla ele alındığında ve Türk tarihi içerisinde İslam dininin tecrübe fazlarının bilgisine sahip olunduğunda, çok katmanlı Cumhuriyet projesinin İslam’ın Türk yorumunu kendisine ontolojik bir temelde kaynak olarak seçtiği gerçeği, bizlerden zannettiğimiz kadar uzakta değildir. Buna rağmen ekseriyetle araştırmacıların konuyu “din siyaseti” veya “din söylemi” gibi indirgemeci bir tasavvur ile ele almalarından ötürü bu hakikat maalesef göz ardı edilmektedir.
Bu kitap, hem Türklerin İslam tarihi içerisindeki dönüşümlerini ele alarak hem de Cumhuriyet’in kurucu bilincinin üzerine çekilen örtüyü kaldırmaya azmederek bu politik ontolojiyi gün ışığına çıkarmayı hedeflemektedir.